Hızlıca ben ve UI/UX alan tespiti

Yunus Emre Baştabak
3 min readApr 3, 2021

Merhaba herkese. Uzun zamandır öğrendiğim ve araştırdığım bilgileri insanlarla paylaşmayı çok istiyordum ve en sonunda bunları Medium.com’da paylaşmaya karar verdim.

Ben Yunus Emre, koltuğun arkasına saklanıp saatlerin arkasını söken, hesap makinelerinin içini açıp karıştıran, 2004’de PSP ilk çıktığında içini açıp kurcalayan biri. Çocukluğumdan beri elektroniğe, donanıma olan ilgim hiç bitmedi ve 2009’dan beri mutlu olduğum sevdiğim işleri yapıyorum. Bunlar basılı tasarımlardan, kullanıcı deneyimi danışmanlığına kadar uzanan işler.

2016’dan sonra da bu alanın, özellikle insan – bilgisayar etkileşimini araştırıyorum. Ve artık öğrendiklerimi ve tecrübelerimi insanlara anlatma vaktinin geldiğini düşünüyorum. Ne çok teknik, ne çok kuralcı ne de şov. Evet kabul ediyorum çok önemli veya önde gelen şirketlerde büyük deneyimler yaşamadım ancak bunları yaşayanlarla uzun sohbetlerim oldu, konunun akademik boyutunu 1950’lerden bu yana olan kısmını 6 yıldan fazladır akademik olarak araştıyorum ve sorguluyorum.

Dribble, Behance gibi sitelerde arayüz tasarımlarına baktığınızda — Aman Allahım estetik, renkler, efektler, backgroundlar ufff.. Peki ama kullanılabilirlik? Peki tasarımın yazılıma dökülebilme olasılığı? Bunları kimse sorguluyor mu?

  • Tasarım farklı ekran boyutlarına uygulanabiliyor mu?
  • Evet estetik ancak kullanıcı hedefleri düşünülerek mi renk ve element boyutları tasarlandı? Ya bulunabilirlik?
  • Bu tasarımın ne kadarı kodlanabilir ve gerçek dünyada uygulanabilir?

Bahsettiğim tasarımlar tasarlanırken maalesef bir çok kullanılabilirlik etkeni göz ardı ediliyor.

Günümüzde UI, UX alanında yayımlanan yazılara veya eğitimlere baktığınızda ise her şey belirli kurallar çerçevesinde ilerliyor gibi gözüküyor. Ancak bu disiplin maalesef parmakla sayılacak kadar az şirkette uygulanmakta. Tasarımcılar bildiği şeyleri göstermek adına Dribble veya Behance’da “Case Study”ler yayınlıyor ancak profesyonel yaşamlarında bunları uyguluyorlar mı?

Tabiki burada bu işi gerçekten hakkıyla yapan, yurt dışı dahil bir çok önde gelen kuruma muhteşem işler yapan tasarımcıları dışarıda tutuyorum. Ülkemizde çok iyi bir potansiyel var, mevcut yetenekler var ve onları her zaman tebrik ve takdir ediyorum – Sen ne yaptın Yunus diyor olabilirsiniz (: Ben üşengeçlikten yaptığım işleri koymayı unutuyorum. Evet kullanıcı testleri, card sortingler vs. yaptığım da söylenemez. Yine de bir işe başlarken çevremi kesinlikle kullanırım. Özellikle yaşa, eğitime ve deneyimlere göre 2’şer tane yakınımla sohbetlerimi yaparım. Geri bildirimleri alırım. Sanırım bunlarla sınırlı. Bunları yaparken de Alan Kay, Stu Card, Bill Atkinson, Jakob Nielsen, Tim Mott, Bill Verplank ve daha bir sürü bilgisayar bilimi uzmanlarının makalelerinden ve araştırmalarından yararlanırım.

Arayüz tasarımı, İnsan-Bilgisayar etkileşimi ve deneyime başlarken

Bu alana merak saran heyecanlı tasarımcıların aşağıda yer alan isimlere göz atmalarını, buluşlarını ve araştırmalarını incelemelerini öneririm.

Görsel: Sevgili Doç. Dr. Pelin Göçmen hocamın davetiyle Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Çoklu Ortam Tasarımı dersi sunumumdan alınmıştır

İlk grafik arayüzlü işletim sistemlerinin ve yazılımlarının evrimini araştırmak, dönemlere göre donanım – kullanıcı alışkanlıkları ilişkisini bilmek her zaman bizler için faydalı olacaktır.

Xerox Star 8010, 1981
Kaynak: Designing the Xerox “Star” User Interface, Byte, issue 4, 1982

Ekran için tasarım yaparken insanların psikolojisini, sosyal durumlarını, bulundukları ortamı, donanımlarını, zamanlarını gibi daha bir çok etkeni bilmek, öğrenmek ve araştırmak biz tasarımcıların her zaman dikkat etmesi gereken konulardan. Estetikten önce alışkanlıkların dışına çıkmamaya özen gösterdiğimiz sürece insanlar için tasarım yapmak bizim için daha kolay, daha üretilebilir ve sürdürülebilir olacaktır.

--

--